İnsanların Trakya’ya ilk olarak yaklaşık 1.000.000 yıl önce geldiği düşünülmektedir. Günümüzden 14.000 yıl öncesine kadar süren ve kültür tarihinin en uzun dönemi olan bu süreç, “Eski Taş Çağı” ya da “Avcılık ve Toplayıcılık Dönemi” olarak adlandırılmaktadır. Bu dönemde insanlar avcılık ve yenilebilir bitki, yemiş toplayıcılığına dayalı bir beslenme düzeni ve göçebe bir yaşam biçimi benimsemiştir. Trakya’nın iklimi de dünya iklimiyle birlikte önemli değişiklikler geçirmiştir. Dönemin önemli buluntuları arasında İstanbul yakınlarındaki Yarımburgaz Mağarası, Eskice Sırtı ve Ağaçlı Kumluğu yer almaktadır. Yarımburgaz Mağarası’nda yaklaşık 600.000 yıl öncesine ait kültür katmanları bulunmuştur.
İlk Tarımcı Köy Toplulukları Dönemi (Neolitik Çağ: MÖ 5800 – MÖ 4800)
Yaklaşık 8.000 yıl önce dünya ikliminin günümüz koşullarına benzer hale gelmesiyle, Trakya’da da doğal çevre ve bitki örtüsü bugünküne benzer özellikler kazanmıştır. İnsanlar bu dönemde buğday, arpa ve mercimek gibi tahılları tarıma almış, koyun, keçi, sığır ve domuz gibi hayvanları evcilleştirerek çiftçiliğe başlamışlardır. Trakya’daki en eski çiftçi yerleşmeleri Enez yakınlarındaki Hoca Çeşme ve İstanbul yakınlarındaki Fikirtepe’dir. Hoca Çeşme’deki kazılarda, MÖ 6200 yıllarına tarihlenen ve Orta Anadolu özellikleri gösteren tarım ve hayvancılıkla uğraşan bir topluluğun yerleştiği anlaşılmıştır. Kırklareli’deki Aşağıpınar yerleşim alanı da Trakya’nın Neolitik Dönem kültürlerini yansıtan önemli merkezlerden biridir.
Gelişkin Köy Toplulukları Dönemi (Kalkolitik Çağ: MÖ 4800 – MÖ 3200)
Bu dönemde, Anadolu’da tarım ve hayvancılığa dayalı yaşam biçimi gelişmiş, toplumsal düzen daha karmaşık hale gelmiş ve köy toplulukları kentleşme sürecine girmiştir. Trakya’da da bu dönemde gelişmiş köy toplulukları ortaya çıkmıştır. Orta Balkanlar’dan Anadolu’ya kadar yayılan parlak yüzeyli siyah renkli çanak-çömlekler ve insan biçimli heykelcikler bu dönemi karakterize etmektedir.
Kent Toplulukları ve Devletin Ortaya Çıkışı (Tunç Çağı: MÖ 3200 – MÖ 1200)
MÖ 3. bin yıl, Anadolu ve Yakın Doğu’da kentleşme hareketinin başladığı ve şehir devletlerinin oluştuğu bir süreci temsil etmektedir. Trakya’da bu döneme ait belirgin kentleşme izlerine rastlanmamış olsa da bölgenin diğer kent kültürleriyle etkileşim içinde olduğu düşünülmektedir.
Siyasi Yapılanma ve Trak Beylikler Dönemi (Demir Çağı: MÖ 13. – MÖ 6. yüzyıl)
Tunç Çağı’nın ardından, geniş göçler ve ticaretin arttığı bir dönem olan Demir Çağı başlamıştır. Bu dönemde Trakya’da da siyasi yapılanma ve beylikler ortaya çıkmıştır.
Klasik ve Helenistik Dönemler (MÖ 5 – MÖ 1. yüzyıl)
MÖ 513-512 tarihlerinde Perslerin İskit Seferi’ni takiben Trakya topraklarına girdiği ve burada uzun süre kaldığı bilinmektedir. Bu dönemde Trakya’da satraplıklar oluşturulmuştur. Trakya’nın sosyal ve kültürel yapısı bu dönemde soylu savaşçılar etrafında şekillenmiştir.
Osmanlı Dönemi
1892 tarihli salnameye göre Kırklareli, Osmanlı döneminde Kırkkilise adıyla bilinen bir sancak merkeziydi. Kırkkilise, Rus işgaline kadar kaymakamlıkla yönetilirken, 1879/80’de mutasarrıflık merkezi olmuş ve çevresindeki kazalar buraya bağlanmıştır. Bölge, üzüm bağları ve şarap üretimiyle tanınmıştır. Kırkkilise’de hükümet konağı, adliye, jandarma, posta ve telgraf daireleri gibi kamu binaları bulunmaktaydı.
Bu dönemde Trakya’nın tarihi, bölgede yaşayan çeşitli uygarlıkların izlerini taşıyan zengin bir kültürel mirasa sahiptir. Trakya’nın geçmişi, bölgenin stratejik konumu nedeniyle pek çok farklı medeniyetin etkisi altında şekillenmiştir.