Şırnak, tarihsel olarak oldukça eski bir geçmişe sahiptir. Şehrin kökenleri, Evliya Çelebi’nin 17. yüzyılda yazdığı ‘Seyahatnâme’ ve çeşitli tarihî rivayetlere göre, Nuh Tufanı öncesine kadar uzanmaktadır.
Nuh Tufanı ve Şırnak’ın Kuruluşu
Rivayetlere göre, tufandan sonra Nuh ve oğulları tarafından yeniden inşa edilen Cizre’nin kızgın sıcağından korunmak amacıyla, Şırnak yazlık ve yaylak olarak inşa edilmiştir. Bu, Şırnak’ın stratejik ve coğrafi konumunun tarih boyunca önemli bir yerleşim yeri olarak seçilmesinin bir göstergesidir.
Antik Dönem ve Asur İmparatorluğu
Şırnak’ın tarihi, antik dönemlere kadar uzanır. Asur kralı I. Tiglath-Pileser’in (M.Ö. 1100) yazıtında “Şarişa/Şerişa,” Strabon’da (M.S. 17) ise “Sareisa” adıyla anılan yerin Şırnak olduğuna dair görüşler bulunmaktadır. Eski adı “Şehr-i Nuh” olan Şırnak, bu dönemde önemli bir yerleşim merkezi olarak bilinmektedir.
Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemleri
Osmanlı döneminde Cizre’ye bağlı olan Şırnak, 23 Temmuz 1914 tarihinde Cizre’den ayrılarak Siirt iline bağlanmıştır. Bu tarihte, bölgenin idari yapısında önemli değişiklikler yaşanmıştır. Şırnak, 16 Mayıs 1990 tarihinde ise Siirt ilinden ayrılarak resmi olarak il statüsüne kavuşmuştur. Bu, Şırnak’ın modern Türkiye Cumhuriyeti döneminde kendi idari yapısını kazandığı tarih olarak kaydedilmektedir.
Kültürel ve Tarihî Miras
Şırnak, zengin tarihî geçmişi ve kültürel mirası ile dikkat çeker. Şehir, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve bu medeniyetlerin izlerini günümüze kadar taşımıştır. Antik dönemlerden Osmanlı İmparatorluğu’na kadar uzanan süreçte, Şırnak önemli bir kültürel ve ticari merkez olmuştur.
Sonuç
Şırnak, antik dönemlerden günümüze kadar uzanan zengin bir tarihî geçmişe sahiptir. Nuh Tufanı’ndan Asur İmparatorluğu’na, Osmanlı döneminden modern Türkiye Cumhuriyeti’ne kadar uzanan bu süreç, Şırnak’ın tarihî ve kültürel önemini gözler önüne sermektedir. Şehrin stratejik konumu ve tarihî mirası, Şırnak’ı tarih boyunca önemli bir yerleşim yeri yapmıştır.