Adana, Türkiye’nin güneyinde, Akdeniz kıyısında yer alan tarihi zenginliğiyle ön plana çıkan bir şehirdir. Binlerce yıllık geçmişiyle, pek çok medeniyetin izlerini barındırır ve bu medeniyetlerin bir araya gelmesiyle zengin bir kültürel mirasa sahiptir.
Adana’nın tarihine bakıldığında, şehrin en eski yerleşim izlerinin M.Ö. 6000’li yıllara kadar uzandığı bilinmektedir. Antik dönemde Kilikya bölgesinin önemli bir şehri olan Adana, Hititler, Asurlular, Persler, Helenistik Krallıklar ve Roma İmparatorluğu gibi birçok medeniyetin egemenliği altına girmiştir.
Özellikle Roma döneminde büyük bir gelişme ve refah dönemi yaşayan Adana, o dönemde önemli ticaret yollarının kesiştiği bir noktada bulunmasıyla ticaretin ve ekonominin merkezi haline gelmiştir. Roma döneminde inşa edilen ve günümüze kadar ulaşmayı başaran Taş Köprü, bu dönemin en önemli yapılarından biridir.
Adana, tarih boyunca çeşitli istilalara uğramış ve farklı kültürlerin etkisi altına girmiştir. Özellikle Ortaçağ’da Bizans, Selçuklu ve Memlükler gibi medeniyetlerin hakimiyeti altına girmiştir. Ancak Osmanlı İmparatorluğu’nun 1517’de şehri ele geçirmesiyle uzun bir dönem Osmanlı yönetimi altında kalmıştır.
20. yüzyılın başlarında Adana, Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılma sürecinde önemli bir rol oynamış ve sonrasında Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla modernleşme sürecine girmiştir. Günümüzde Adana, Türkiye’nin önemli sanayi ve ticaret merkezlerinden biri olarak varlığını sürdürmektedir.
Adana’nın tarihi geçmişi, şehrin bugünkü kültürel yapısını şekillendiren birçok unsurun temelini oluşturur. Zengin tarihi mirasıyla, şehir hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir. Adana, geçmişten günümüze kadar süregelen tarihî serüveniyle, Anadolu’nun önemli bir parçası olmaya devam etmektedir.