Denizli şehri, ilk kez bugünkü konumundan 6 km kuzeyde, Eskihisar Köyü civarında, MÖ 261-245 yılları arasında Seleukos Kralı II. Antiokhos tarafından kurulmuştur. II. Antiokhos, kente karısı Laodikeia’nın adını vererek “Laodikeia” olarak adlandırmıştır. Laodikeia, “Laodike’nin kenti” anlamına gelir. MS 7. yüzyılda büyük bir deprem sonucu yıkılan kent, bugünkü Kaleiçi mevkiine taşınmıştır. Türkler Denizli havalisini ele geçirdikten sonra, kenti “Ladik” olarak adlandırmışlardır.
Denizli adı, tarihi belgelerde farklı isimlerle de karşımıza çıkar. Selçuklu kayıtları ve Denizli mahkemesi şer‘iyye sicilleri, şehre Ladik adını vermektedir. İbni Batuta’nın seyahatnamesinde şehir “Tunguzlu” olarak anılmıştır ve Mesalikullebsar’da da bu isimle kaydedilmiştir.
Timurlenk’in zafernamesini yazan Şerafettin Zemdi, şehri “Tenguzlug” ve “Tonguzlug” isimleriyle anmıştır. Eski Türkçede “Tengiz” kelimesi deniz anlamına gelmektedir. “Tunguzlu” ise bugünkü imlasıyla Denizli demektir. Sonuç olarak, Denizli adı, “Tenguzlu” ve “Tunguzlu” kelimelerinin zamanla ağızdan ağıza değişmesiyle bugünkü şeklini almıştır.
Denizlili araştırmacı Mümtaz Başkaya, yazdığı kitabında Denizli adının kökeninin “Tengiz” olduğunu ve bu adın bir boy adı olarak Orta Asya’dan Anadolu’ya geldiğini ileri sürmektedir. Ayrıca Başkaya, Denizli adının kentte bulunan suların çokluğu ile ilgisi olmadığını belirtmektedir. Türkiye’nin farklı bölgelerinde de Denizli ve benzeri isimlerde yerleşimlerin bulunması, bu adın sadece su bolluğuna bağlı olmadığını göstermektedir. Bu gerçekçi açıklamalar, Denizli isminin kökenine dair daha geniş bir bakış açısı sunmaktadır.