Amasya, tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış, kesintisiz bir yerleşim geçmişine sahiptir. Arkeolojik araştırmalar ve bulgular, bu bölgede Hititler, Frigler, Kimmerler, İskitler, Lidyalılar, Persler, Hellenistik-Pontus Krallığı, Romalılar, Bizanslılar, Danişmentliler, Selçuklular, İlhanlılar ve Osmanlılar gibi pek çok medeniyetin varlığını ortaya koymaktadır. Bu dönemlere ait arkeolojik kalıntılar hala günümüzde görülebilir durumdadır.
Amasya’nın merkezinde, Pontus Kralları’nın ölümünden sonra kayalara oyarak inşa ettikleri Kral Kaya Mezarları, şehrin anıtsal eserleri arasında önemli bir yere sahiptir. Roma egemenliği döneminde, su kanalları, kaleler ve köprüler gibi birçok eser günümüze kadar ulaşmıştır.
Bizans döneminde 700 yıl boyunca egemenlik kuran Amasya, 1075 yılında Alparslan’ın komutanlarından Melik Ahmet Danişment Gazi tarafından fethedilerek Türk egemenliğine girmiştir. Selçuklular döneminde, kent önemli bir kültür merkezi haline gelmiş, medrese, cami, türbe gibi eserlerle donatılmıştır.
Moğol istilasıyla birlikte İlhanlılar döneminde yönetilen Amasya’da, İran’da kurulan İlhanlılar’ın etkisi görülmüş, bazı İlhanlı şahsiyetlerinin mumyaları müzede sergilenmiştir. 1386 yılında Osmanlı topraklarına katılan Amasya, Osmanlı döneminde önemli bir şehir olmuş, pek çok padişah ve şehzadeye ev sahipliği yapmıştır. Bu dönemde çeşitli medrese, cami, türbe gibi yapılarla donatılan Amasya, kültürel açıdan da zenginleşmiştir.
Amasya, Kurtuluş Savaşı döneminde de önemli bir rol oynamış ve tarih boyunca önemini korumuştur. Günümüzde de tarihi ve kültürel değerleriyle dikkat çeken Amasya, zengin geçmişinin izlerini gelecek kuşaklara taşımaya devam etmektedir.